31 Ekim 2014 Cuma

Korkuyla İnandırılan İnsanlar ve Tanrı..

İnsanlara bir şey yaptırmanın iki yolu vardır ya korkutacaksın (cezalandıracaksın) ya ödüllendireceksin. Bu ikisi arasında çok fark bulunsa da insan motivasyonunu bu ikisi sağlar. O yüzden dinlerde sadece cehennemden veya sadece cennetten söz edilmez.

"Bunu yaparsan cennettesin, yapmazsan cehennemdesin" denildiği an çoğu insan yapmamaya cesaret edemez. Çünkü bu korkutma bilinçaltına küçüklükten beri yerleşmiştir. Daha çocukken bin tane hurafe duyardım. Tuvalete giderken şunu şunu de, şu ayakla gir yoksa çarpılırsın, bunu yaparsan taş olursun, yolda akan suyun üzerinden geçerken besmele çek yoksa çarpılırsın, ağaç önüne işerken besmele çek yoksa çarpılırsın. Bunlar gibi çok fazla sayıda hurafe sayabilirim. Çocuk aklı sorgulamadan hemen inanır, çok korkardık. Dediğim gibi çocuk aklı işte.

Önemli olan yetişkin bir bireyken bu saçmalıklara inanıp inanmamandır. Koskoca insanlar kaç yaşına gelmişler hâlâ çarpılmaya, taş kesilmeye falan inanıyorlar ve çok korkuyorlar. Sorsan bu zamana kadar hiç çarpılan veya taş kesilen insan görmemiştir ama bin tane hikaye anlatır. Bu zihniyete kalkıp da “çarpılma falan yok, kendine gel, korkma bu kadar” desen bile, buna cevap olarak “tövbe tövbee çarpılıcaz, sus amk!” der. Bu insanlar için yapacak birşey yok.

Çoğu insan korktuğu için inandığını kabul etmez. Bunu söylemekten bile (Tanrının kızacağını düşündüğü için) korkar. Kutsal kitaplarda, cennet ve cehennemin olmadığı yazsa, kaç kişi inancına devam eder? Her şey cennet için, cehenneme gitmemek için değil mi?

Dinleri ayakta tutan en önemli şeylerden biri, korkudur. Bu korku kişinin dinini sorgulamasına bile engel olur.

1 yorum:

  1. Artik cocuk degiliz. Sorunda burda. Dinlere inananlar evreni masal dunyasi zannediyorlar.

    YanıtlaSil