17 Ekim 2014 Cuma

Evlatlığın Reddi via @_sorgulayanlar

Evlât edinme, herhangi bir sebeple çocukları olmayan ailelerin ya da çocukları olup da evlât edinerek çocuk sevgisini daha fazla pekiştirmek isteyen eşlerin aile yuvasından mahrum olan çocukları ailelerine katmak suretiyle korunmasını sağlayan bir müessesedir.

Bu müessese, pek eski zamanlardan beri, çeşitli hukuk sistemlerince kabul olunmuş ve özel düzenlemelere tâbi tutulmuştur. Gerçekten de, bu müessese Eski Çin, Hint, Babil, Asur, Sümer, Mısır, İran, Yunan ve Roma hukuk sistemlerinde bilinmekteydi. Tarihî bilgiler, İslamiyet’ten önceki Türk kavimlerinin, Barbarların ve Cermenlerin evlât edinmeyi tanıdıklarını göstermektedir.
İslam öncesi Arap toplumunda da bu müessese mevcuttu. Evlat edinilen çocuk için Kabe önünde onu özevlat gibi kabullendiğine dair yemin edilir, evlatlık aynı diğer çocuklarla eşit şekilde mirasa dahil edilir ve evlat edinen, evlatlığa soyadı gibi kullanılan baba ismi yerine kendi ismini verirdi.

Nitekim Muhammed de Zeyd’i bu şekilde evlat edinmiş ve “Ey Arap kavmi! Bundan sonra Zeyd’i Muhammed’in oğlu diye çağırın.” diyerek Zeyd Bin Harise’yi Zeyd Bin Muhammed olarak kabullenmişti. Hatice’nin 8 yaşında iken Ukaz Panayırındaki köle pazarından satın aldığı Zeyd, 11 yaşından itibaren artık Muhammed ve Hatice’nin oğlu idi.

Zeyd, ilk Müslümanlardan biri olmanın yanında Ebu Talib’in ölümünden sonra himayesiz kalan Muhammed’in Hatice’nin akrabalarının çok olduğu Taif’e sığınmasında ona eşlik etmiş, peygamberlik iddiaları karşısında Muhammed’i taşlayan Taiflilere karşı ona siper olmuş, kan revan içinde kalarak ağır yaralanmıştı.

Genç Zeyd’in ilk evliliği Muhammed’e dadılık yapmış olan kendinden yaşlı Ümmü Eymen ile oldu. Ondan Usame doğdu. Zeynep, Muhammed’in halasının kızıydı. 28 yaşındaydı ama bekardı.
Muhammed, Ümmü Eymen’in yaşlılığından dolayı 2. bir eş almak isteğini kendisine ileten Zeyd’le, önce itiraz edip sonra ikna olan Zeynep’i evlendirdi. Ama geçinmeleri fazla uzun sürmedi, evlilikleri huzursuzlaştı. Bu sıralarda Muhammed’in Zeyd evde değilken Zeynep’in evine yaptığı ziyaretle Tebenni Olayı vukubuldu.

Taberi tarihinde bu ziyaret şöyle geçer:”Tanrı elçisi günün birinde Zeyd’i aramak üzere onun evine gelir. Kapıda yünden örülmüş bir perde asılıdır. Peygamber kapının önündeyken rüzgar perdeyi kaldırır. O anda Zeyneb içerde çıplak olarak bulunmaktadır.Tanrı elçisinin gözü ona ilişir, güzelliği hoşuna gider ve kalbinde iz bırakır. Akşam olup da Zeyd eve gelince, Zeyneb ona Peygamberin geldiğini söyler. Zeyd, “ Eve girmesini rica etmeli idin” der. Zeyneb, “ Eve girmesini rica ettiysem de girmedi.” der. Zeyd, “ Peki ayrılırken bir şey soylemedi mi .” der. Zeyneb, “Kalpleri değiştiren Allah kutludur, dedi” der. Bu söz üzerine Zeyd, Muhammed’in Zeyneb’e aşık olduğunu ve onunla evlenmek isteyebileceğini düşünerek, onun yanına gider ve “Ey Tanrı elçisi, evime geldiğini söylediler, babam ve anam sana feda olsun, eve girmeliydin.. Zeyneb hoşuna gitmiş olabilir, eğer hoşuna gittiyse hemen boşarım” der. Muhammed, “Karın hakkında bir şüpheye mi düştün ? ” diye sorar.. Zeyd, “ Ey Tanrı elçisi, hiçbir hususta ondan şüphelenmedim ve ondan hayırdan başka bir şey görmedim” der. Muhammed ona, daha sonra Ahzab Suresi 37. ayette de bahsi geçen “Eşini tut, Allah’dan kork” sözlerini sarfeder. Ancak herşeye rağmen Zeyd, ne düşündüyse Zeyneb’i boşar.”Bu ziyaretten sonra Zeynep şöyle der:“Resul-ü Ekrem hazretlerinin beni görüp beğenmesinden sonra Zeyd benimle evlilik münasebetinde bulunmadı.”Bundan sonra bu konuyla igili Ahzap ayetleri gelmeye başlar.

Ahzap-4. Allah, bir adamın içinde iki kalp yaratmadığı gibi, «zıhâr» yaptığınız eşlerinizi de analarınız yerinde tutmadı ve evlâtlıklarınızı da öz oğullarınız olarak tanımadı. Bunlar sizin ağızlarınıza geliveren sözlerden ibarettir. Allah ise gerçeği söyler ve doğru yola O eriştirir.

Bu ayetle birlikte Arap toplumunun çok önemli bir geleneğinin tanınmadığı, bu hukuki adetin boş söz olduğu ilan ediliyor ve evlatlıkların öz oğul sayılamayacağı bildiriliyordu. Tanınmayan sadece Arap toplumunun adeti değildi. Kur’an’a göre Mısır toplumunun adeti de tanınmamış oluyordu. “asâ en yenfeanâ ev nettehızehu veleden” ifadesi hem Yusuf hem de Kasas suresinde geçer. Anlamı “Belki bize faydası olur ya da onu evlat ediniriz” dir. Bu evlatlıkların biri Yusuf, diğeri de Musa peygamberdir.

Yusuf-21. Onu satın alan Mısırlı kişi, hanımına dedi ki: “Ona iyi bak. Belki bize yararı dokunur veya onu evlat ediniriz.” İşte böylece biz Yûsuf’u o yere (Mısır’a) yerleştirdik ve ona (rüyadaki) olayların yorumunu öğretelim diye böyle yaptık. Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.

Kasas-9. Firavun’un karısı şöyle dedi: “Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.” Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.

Nedense Allah ne  Yusuf döneminde evlatlığa karşı çıkmıştı ne de Musa döneminde.

Ahzap-5 ayetiyle ilk adım tamamlandı ve Zeyd bin Muhammed, tekrar Zeyd Bin Harise’ye dönüştü.

Ahzap-5. Onları babaları namına çağırınız, Allah yanında o daha doğrudur, eğer babalarını bilmiyorsanız dinde kardeşleriniz ve dostlarınızdırlar. Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok; fakat kalplerinizin bile bile yöneldiğinde günah vardır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Evlatlığın reddi ayetleri, işin içinde Zeynep olmasa belki tartışılabilirdi, doğruluğu yanlışlığı irdelenebilirdi. Yanlış da bulunsa, hiç olmazsa Zeynep’e bağlanmaz, o sebepten reddedildiği düşünülmezdi. Ama bu çok doğru ve topluma yararlı, kimsesiz çocuklar için hayırlı olan kural, Muhammed hazretlerinin Zeynep tutkusu yüzünden bozulmuştu.

MUHAMMED’İN EVLATLIĞININ EŞİ İLE EVLENMESİ:

Bu sıralarda Zeyd, Zeynep’ten boşanır. Muhtemelen “Eşini yanında tut” diyen efendisinden boşanma iznini alabilmiş ve sırtındaki bu ağır yükten, başındaki bu beladan kurtulmuştur. Çünkü müminlerin annesi sayılacak olan biri ile evli olması, annesi yerine karısı olması Zeyd için bir musibettir. Muhammed ayetlerle, Zeynep de boşanma ile özgür olmuş, evlenmeleri önünde bir engel kalmamıştır.

Ve 2. adımda bu evliliği duyuran ayet gelir:

Ahzap-37. Allah’ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye, eşini bırakma, Allah’tan sakın diyor, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun; oysa Allah’tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kesince onu seninle evlendirdik ki evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlara evlenmek konusunda mü’minlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin. Allah’ın buyruğu yerine gelecektir.

Muhammed, Zeynep’e gider ve nikahlarını Allah’ın kıydığını haber verir.

Ama toplum ilk kez karşılaştığı bu duruma ne tepki verecek, üstelik bir peygambere bunu nasıl yakıştıracaktı?

Muhammed’in evlatlığının boşanan eşiyle yani kendisine baba diyen eski geliniyle evlenmesi toplumda infial uyandırır. Evlatlığın reddi ayetlerinin sebebi belli olmuş,  vehbinin kerrakesi anlaşılmıştır . Tepkiler ve dedikodular yayılır.  Bunun üzerine tehdit içeren Ahzap ayeti gelir:

Ahzap-60. Andolsun ki, eğer o münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve şehirde yalan haberler yapıp tahrikte bulunanlar vazgeçmezlerse, mutlaka seni kendilerine musallat kılarız sonra orada çevrene pek az yanaşabilirler.

Ahzap-4 ayetiyle bildirilen evlatlıkların öz oğul gibi olamayacağı ifadesi, toplumdaki Zeyd için söylenen “Babası, eşiyle evlendi” sözlerine karşı tekrar Ahzap-40 ile vurgulanır:

Ahzap-40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.

Bu ayetle, deyim yerindeyse Muhammed, bir taşla iki kuş vurmuştur. Hem hiçbir erkeğin babası olmadığını söyleyerek, Zeyd’in babası sayılmayacağını bildirmiş, hem de peygamberlerin sonuncusu olduğunu öne sürerek kendinden sonra peygamberliğe kapıları kapatmıştır.

Tebenni olayına tepkiler:

744 – Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) demiştir ki: “Eğer Hz. Peygamber kendisine inen vahiyden bir şey gizleseydi Ahzap-37 ayetini gizlerdi. Nitekim Hz. Peygamber, Zeyneb’le evlenince: “Oğlunun helâllığıyla evlendi” dediler. Bunun üzerine Cenab-ı Hakk Ahzap-40 ayetini gönderdi. Resûlullah, Zeyd’i küçükken evlât edinmişti. Büyüyüp delikanlı oluncaya kadar yanında kaldı. Herkes onu Zeyd İbnu Muhammed diye çağırıyordu. Bu sebeple Cenab-ı Hakk Ahzap-5 ayetini gönderdi. (Tirmizî, Tefsir, Ahzâb (3206);Müslim, İman 287, (177);Buhârî, Tevhid 22.)

Tebenni olayıyla birlikte iki ilk’e imza atılmıştır.

1.si, sözde Allah ilk defa birisinin, bir peygamberinin nikahını kendi kıymıştır. Bu nikah için ne şahit gerekmiştir ne de eşlerin rızası, evlilik şartları, mehir vs.

2.si, ilk kez bir toplumda evlatlığının boşanan eşiyle evlenmesi gerçekleşmiştir, hem de bir peygamber eliyle.

Nikahlarını Allah’ın kıydığını övünerek şöyle aktarır Zeynep:

“Şüphesiz Allah Taala beni Peygamber ile göklerde nikah etti. Çünkü, ‘Zevvecnakeha – Biz seni Zeyneb’le evlendirdik’ Buyurdu.”
Sahih-i Buhari/ Kitabu’t-Tevhit/7291-49

Bir hadise göre: Muhammed nerede ilgisini çeken güzel, bir kadın görse, hemen eve gider; Zeyneb’le yatardı. Böylece şehvetini giderirdi.

Câbir lbn Abdullah anlatıyor:

- “Peygamber bir kadın gördü; hemen Zeyneb’e gitti. Ki Zeyneb o sırada bir derisini ovup işliyordu. Peygamber hemen cinsel ihtiyacını gördü. Sonra arkadaşlarının yanına çıktı. Ve şöyle konuştu:

– Kadın, şeytan biçiminde çıkar karşıya. Ve yine şeytan biçiminde dönüp gider. Bu nedenle sizden herhangi biriniz bir kadın gördü mü, hemen karısına gidip onunla yatsın. Çünkü bu (cinsel ilişki), o kişinin içindekini (kabaran şehvetini) söndürür.”
Müslim, e’s- Sahih, Kitabu’n-Nikâh/9-10, hadis no: 1403; Ebu Davud, Sünen, Kitabu’n-Nikâh/44, hadis no: 2151; Tirmizî, Sünen, Kitab’r-Rıdâ’/9, hadis no: 1158.

Tebenni Olayıyla birlikte İslam toplumlarında evlatlık müessesesi büyük zarar görmüştür.
Evlat edinme yasaklanmıştır. Kimsesiz çocuklara bakılabileceği ise şartlara bağlanmıştır. Mirastan pay almaları imkanı ortadan kaldırılmıştır. Örneğin çocuğu olmayan bir ailenin bir bebeği evlatlık edindiğini, büyütüp yetiştirdiğini, öz çocukları gibi onu sevdiklerini düşünelim. Başka çocukları da yoksa ölümlerinden sonra miraslarından o evlat edindikleri çocuk yararlanamıyor ama hiç sevmedikleri uzaktan akrabaları miraslarına konabiliyorlar.

Toplumumuzda ise bu dini gerçek bilinmiyor ve evlat edinme müessesesi yürüyor. Dini programlarda, camilerdeki hutbelerde toplumun dini duyguları sarsılmasın diye evlatlık konusuna nedense hiç girilmiyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder