16 Kasım 2014 Pazar

Allah var mıdır, varsa kimdir?

İslam semavi din değildir. Semavi dinler musevilik, hristiyanlık ve satanizm olarak 3 tanedir.
İslam ise, putperest dinlerden bir tanesidir.(*) Her ne kadar semavi dinlerden kopyalamalar içerse de, İslam orijininde bir çeşit paganist, putperest dindir. Bu din milattan önce 2000 yıllarına kadar dayanır. Muhammed’in yaptığı şey ise, sadece kendi putperest dininin adını değiştirmesi ve deformasyonudur. Yani İslam, putperest bir dinin son halidir.

Geçelim kanıtlara:

Bildiğiniz gibi, İslamda Allah’ın eski adı Al-ilah’dır. Bunda bütün ilahiyatçılar hemfikirdir. Muhammed’in babasının adı ise; Abdullah’dır. manası ise Allah’ın kuludur.

Şimdi akla hemen şu sorular geliyor:

1- Muhammed’in peygamberlik iddiasından önce Mekke ve çevresinde hangi din veya dinler vardı?
2- Semavi din dedikleri, musevilik veya hristiyanlık var mıydı?
3- Muhammed ve babası ve diğer aile eşrafı dinsiz miydi? Dinsiz değillerdiyse hangi dine mensuplardı?
4- Eğer bir dine mensuptuysalar, bu din musevilik miydi? hristiyanlık mıydı? Yoksa putperest bir dinmiydi?

15 Kasım 2014 Cumartesi

Mantığa sığdırırsak via @sunsetofage81

İlk insan var olduğunda, üzerine giydirilmesi gereken hiçbir şey yoktu.. Yalın çıplak saf.. Artık defalarca kez tekrarlamanın bir anlamı olmayacak ama hatırlatmak konunun gidişatına paralel uzanacağı için kısa bir giriş olacaktır.

Biz insanoğlu, en ilkel en vahşi en acımasız ve en şanslı güdülerimiz ile dürtülerimizin düşünce yetisiyle buluşup olağanüstü bir varlık haline gelmemizin ve en iyi olmamızın kanıtıdır.. Bilimin hızla ve merakla yaptığı araştırmalarda ilk insanın ortaya çıkışı  2-3 milyon yıl öncesine, şu anımıza yakın yani bizim gibi olağan durumları var olan ilkel insanın 100 bin sene öncesine dayanmaktadır.. ”Homo sapiens“ adını verdiğimiz türdür bu.. İnsanoğlunun “sadece” yaşamak için avlandığı dönemler .. Bu dönemlerde “din” denilen olgu henüz yaratılmamış..

Uzay, zaman, enerji ve fizik kuralları nereden geldiler?

Bilimin eleyerek ve biriktirerek (kümülatif olarak) ilerlediğini biliyoruz. Bunun yanı sıra, kozmolojinin bir bilim olduğunu ve diğer bütün bilimler gibi, kendine özgü sorunsallara sahip olduğunu da biliyoruz. Bunlardan en önemlisi de, uzay, zaman, madde, enerji gibi olguların kaynağının bilinmemesidir.

Bilinmeyenlerin ortaya çıkması, belli süreçler gerektirir. Deney ve gözlem ise, bu süreçlerin başlıcalarıdır. Burada söz konusu olan sorunsal, kozmologların 1, 2 ya da 5 yılda altından kalkabileceği bir şey değildir ve bilim insanları, filozoflar ve teologlar tarafından farklı biçimlerde dile getirilmiştir. Kimleri bu soruna “tanrı” cevabını vererek yaklaşmaya çalışmıştır. Ancak bu yaklaşım, soruya cevap vermek değil, sadece bir gizemin yerine bir başkasını koymaktır.

Böceklerin Evrimi..

Böceklerin Soyağacı (Mandibulata, Tracheata, Myriapoda ile Olan İlişkisi): Paleozoyik’ten beri, yani yaklaşık 400 milyon yıldan beri mevcut olan böceklere ait ilk belirgin fosillere, Amerika’da Karbonifer’in Pennsylvanienkatmanında (yaklaşık 300 milyon’yıl öncesine ait), Avrupa’da İskoçya’nın Orta Devon katmanlarında (vücut ve çene kalıntıları olarak) rastlanmıştır (Rhyniella ve Rhyniognatha).

Büyük bir olasılıkla Prekambriyum’dan önce Mandibulata ile Tracheata monofiletik ikiz grup oluşturuyordu. Prekambriyum’da bu iki grup yani Crustacea (kabuklular) ile Tracheata (Myriapoda ve Insecta) birbirinden ayrılmıştır. Çünkü Alt Kabriyum’da karapakslı ve bileşik gözlü gerçek yengeçler görülmeye başlamaktadır. Arthropoda’nın homonom segmentli formlardan (Articulata) monofiletik dallanması yeterince açık kanıtlarla gösterilememiştir.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Bir komedyenin kaleminden bilim.

Komedi ciddi bir iştir, bilim de öyle. İngiliz komedyen Ben Miller, iki ciddi işi bir araya getiriyor.

Ben Miller İngiltere’de tanınmış bir komedyen. BBC’de 1997-2001 yılları arasında yayınlanan “Amstrong & Miller” adlı skeç şovunun yıldızı. Miller eğitim hayatındaki keskin dönüşü doktora yaparken yaşıyor. Üstelik bu kararı Katı Hâl Fiziği alanında “Düşük sıcaklıktaki yarı-sıfır-boyutlu mezoskopik elektron sistemlerinde özgün kuantum etkileri” başlıklı tezini yazarken alıyor. Hadi üniversitenin adını da yazayım daha havalı olsun; tüm bunlar Cambridge’de yaşanıyor…

Kısa özgeçmişi eğlenceli bir bilim anlatısı olan Bilim Aslında Çok Eğlencelidir’in nasıl olabileceğine iyi bir örnek: “Ben Miller, tıpkı sizin gibi, dev bir karadeliğin yörüngesinde dönen erimiş demir halinde bir kürede buzulçağını yaşayan bir mutant maymundur. Aynı zamanda aktör, komedyen ve Armstrong&Miller ikilisinin aşağı yukarı yarısıdır. Sıcaklık hakkında BBC Horizon belgeseli sunan ve Radio 4 kanalında parçacık fiziğinin tarihi üzerine bir program yapan Miller, ayıca The Times gazetesine düzenli olarak bilimle ilgili köşe yazıları yazıyor. Miller, artık asla astronot olamayacağı fikriyle yavaş yavaş yüzleşiyor.”