26 Şubat 2015 Perşembe

İsimler ve Cisimler

Partilerin bir isimlerine bakıyorsun, bir sıfatlarına; taban tabana zıt!
Demokrat Parti, demokrasiye ilk darbe vuran parti oldu. Üstelik hepimizi Amerika'nın kucağına oturttu, gitti. Gidişleri de demokratik olmadı ne yazık ki...
Adalet Partisi, ilk hayali ihracatın mucidi oldu. Yeğenler, kardeşler; kısacası torpilin kurumsallaştığı, adaletin güçlüden yana olduğuna boyun eğdiren bir parti oldu. Adaletin terazisi de bir türlü dengelenemedi ki, başındaki adam Demirel, gitti-geldi, gitti-geldi.
Anavatan Partisi, vatanda bile ayrımcılık yaptı. Yabancılaşma onunla tavan yaptı; tüketim dünyasının bir ferdi olarak bütün değerlere sırtını dönen vatandaş, çıkarı için anasını da satar hale geldi.
Refah Partisi, refahın öteki taraftan başka bir yerde bulunamayacağına inandırdığı kitlesine, kendilerine oy vermesi halinde cenneti vaad etti. Sürekli kapatıldı, başka bir isimle gene kurdular. Oysa ki kapatılma nedeni ismi değil cismiydi, bunu anlayamadılar.
İsmine en uygun davranan Milliyetçi Hareket Partisi oldu. Milliyetçilikle yattılar, milliyetçilikle kalktılar. Başka bir değer, başka bir dünya, başka bir sevda umurlarında olmadı. Ne demokrasi, ne toplumsal yaşam, ne sanat, ne özgürlük, ne dünya kardeşliği, heyecanlandırdı onları. Türklük gurur ve şuuru kanlarını kaynattı, şuursuzlaştırdı, yüksek bir heyecanla yaşadıkları için atak, enerjik oldular. Bu yüzden belki de pek düşünmeye ve başka bir pencereden bakmaya vakitleri olmadı.
Cumhuriyet Halk Partisi, enfes bir mirasın üstüne kondu. Atatürk ve İnönü isimleri bile onlara üç asır kılavuzluk edebilirdi. Ne var ki, Halk Partisi, halkı anlamaktan, halkın değişen ve gelişen ihtiyaçlarından, yeni dünya düzeninden ve halkın duyarlılıklarından uzaklaştı; eleştirirken tam ama çözüm önerileri getirirken az kaldılar. Halka yetmiş yıldır camileri ahır yapmadıklarını bile tam anlatamadılar. Yine de sistem içinde hala cumhuriyete de, halka da en yakın parti gibi duruyorlar.
Adalet ve Kalkınma Partisi ise, adaleti de kalkınmayı da kendileri için çok güzel kullandı. Rant ekonomisiyle sıcak para topladı, bir kısmıyla ülkeye makyaj yaptı, bir kısmıyla kendi medyasını ve sermayedarını yarattı; dökülenleri de ayakkabı kutularına istiflediler. Adalet hanım susuzluktan ölse bir yudum su vermezler. Padişahlarına saray yaparak mutlu olan garip bir ruh halleri var. Gene de cennete gideceklerinden çok eminler. Allah'a (Hayali varlık) akraba olduklarına inanıyorlar. Partinin kürsüde olanlarının bir kısmının ülke rejimine karşı niyetleri kötü, bir kısmının parasal ilişkilerde niyeti kötü. Niyeti kötü olmayanlar da ya uyutuluyor, ya avutuluyor.
Bir de yeni yeni partiler kuruluyor. İsimleri baştan yanlış!
Emine Ülker Tarhan'lı Anadolu Partisi. Anadolu'nun önce kadına bakışı değişsin, sonra seni farkederler değerli politikacımız Tarhan Hanımefendi.
Millet ve Adalet Partisi. Kısa adı MİLAD. Gericilik revaçta diye düşünmüşlerdir, ki muhafazakar ve dindarlardan oluşuyor, kendilerini Milat'a atmışlar.
Vatan kalmamış, Vatan Partisi kurulmuş.
AKP'nin yerine oynamanız lazım. Mesela: Allahını Sevenlerin Partisi olabilir, Kitaplılar Partisi olabilir, İnananlar Partisi olabilir, hatta Müminler Partisi olabilir, hatta Hırsızlık Partisi olabilir.
Partilerin bir isimlerine bakıyorsun, bir sıfatlarına; taban tabana zıt!
Tıpkı bu, çocuğuna Barış ismini koyarsın, kavgacı, kendisiyle bile geçinemeyen bir çocuk olur ya... Ya da İffet ismini verirler kıza, kız da önüne gelene verir... Gibi.
Demokrasiyi tabana yayamayınca, demokrasinin eğitimle yanyana gidebileceğini görmeyince, eğitime, sanat ve kültüre prim vermeyince...
Erkeklerimiz adaletli, kızlarımız da faziletli olmayınca önce iffetimizi yitirdik, sonra saadetimizi.
Vatan bölündü, Anadolu yoksullaştı ve içe kapandı. Trakya kendini içkiye verdi. Bir tek İzmir efeleniyor. Tunceli padişaha isyan etti, dağa çıktı.Kurtlar ile Kürtleri düşman yaptılar.
Ulus ise cebindeki kartlarına bakarak kendini Ulus semti zengini sanmanın büyük yanılgısı içerisinde. Avrupa'yı geçtiklerini, Amerika ve Rusya'ya kafa tutacaklarını sanıyorlar. Ve enflasyonun yüzde 7 olduğuna... Bütün bu olanları farketmek ve tepki göstermek için 2023 yılından sonrasını bekliyorlar.
Kredi borçları o zaman bitecek de, o yüzden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder